Helvayı Fırına Verdi!

Eagle Media Yazarı A. Cüneyt Toymaz Fenerbahçe-Beşiktaş Maç Yazısı

Maça girmeden önce şunu yazmasak olmaz, Türk futbolundaki tek salıncak malum takımdır ve o salıncağa binenler ise tüm kurullarıyla Türk futbol sistemidir. Beşiktaş kazanırsa hakkıyla kazanır, kaybederse şerefiyle kaybeder. Tekrar ispati için, gönlümüzdeki tek aşka ve büyüğe, teşekkürler..

Beşiktaş için üçüncülük şansı, Fenerbahçe için ise “acaba olur mu” maçında, genel beklentinin aksine maçın skor, pozisyon ve futbol olarak kısır geçeceğini bekliyordum, ama bu beklentimin de üstünde gerçekleşti. Oyun tercihi kadar, sahaya çıkan kadro da Beşiktaş açısından ne kadar doğruysa, Fenerbahçe için ise bir o kadar yanlış gözüktü.

Özellikle ilk yarıda Beşiktaş istediklerini sahaya oldukça fazla yansıtabildi. Ön alan baskısı ilk yarıda zaman zaman oldukça başarılıydı ve takım bir bütün halinde geride oldukça sağlam durdu. Mustafa’nın yeri sol ön olmamasına rağmen eleştirilse de, özellikle Fenerbahçe’nin en etkili yeri sağ kanattan gelememesinde çok önemli rol oynadı ve Osayi’yi oldukça bozdu. Forvetlerinin ve hatta orta sahalarının her iki kanadı da iyi kapatmasıyla Fenerbahçe’ye sadece ortada Talisca opsiyonunu bıraktı ve oyunun büyük bölümü de bu şekilde gerçekleşti. İkinci yarı ise oyun tamamen Fenerbahçe’ye geçse de, mücadele gücü ve isteğiyle skoru tuttu ve sahadan istediğini alarak Kadıköy deplasmanından ayrıldı.

Tartışmasız çok iyi performans gösteren Mert, genel kanı olarak maçın oyuncusu olarak gösterilse de, bence bu apoleti net olarak Paulista haketti. Mert’in önemli 2 kurtarışı var, geri kalan Talisca şutları hep etkisiz ve üzerineydi, lakin Paulista yerden havadan bu kadar uzun, fizikli ve etkili hava hakimiyeti olan Fenerbahçe’li oyunculara ceza sahasında nefes aldırmadı. Bunun haricinde bu maçın büyük bölümünde stoper oynamak zorunda kalan Masuaku ve Mario Gomez’den sonra bir sezonda 3 büyüğe de gol atan ilk oyuncu olan Gedson, bu maçta oldukça etkisiz gözükse de Rafa Silva’yı da katarsak, bu sezonun Beşiktaş adına en önemli ve istikrarlı oyuncuları olduklarını bu maçta bir kez daha sevenine sevmeyenine gösterdi. Penaltının Gedson’a kullandırılması ise belki de bu maçta Beşiktaş adına tek ve en büyük yanlıştı, hadi Mustafa genç ve tecrübesiz desek de, Masuaku ya da Chamberlain bile çok daha doğru tercih olabilirdi.

Maçın hakemi ise kritik pozisyonlardaki cesaretiyle ilk yarıda şaşırtsa da, ikinci yarıda Türk Hakemi Fabrika Ayarlarına döndü. Özellikle Talisca frikikten gol atsın diye tertemiz müdahalelere öyle fauller çaldı ki, Türk futbolunun en az 3 sene yabancı hakeme ve tüm kurullarıyla likayatli yabancılara teslim edilmesinin neden gerekli olduğunu, 1500. maçta yine herkese gösterdi. 

Son ve en önemli paragrafı da tabi ki Solskjaer’e ayırmak lazım, sol önde ve sol bekte gencecik çocukları tercih etmesi, son haftalarda çok eleştirilen ve oldukça riskli bir hamle olacak Tayyip Talha tercihini yapmaması ve sol bekini oraya yerleştirmesiyle, son maçta 3 gol atan Immobile ile başlamamasıyla, tam da gerektiği zamanda Mustafa Joao Mario değişikliği ve Dzeko girer girmez Udokhai’yi sahaya atmasıyla, 4-6-0 format tercihi ve oyun planıyla hem cesaretini gösterdi, hem de önümüzdeki sezon için kredisini almış oldu. 

Yağ yok, un yok, şeker yok, ama Kuzeyin Kralı, Avrupa Ligi için helvayı fırına verdi!

A. Cüneyt Toymaz – Eagle Media